Kaş'ın üzerine kurulu olduğu Antiphellos Kenti, Likya Medeniyeti'nin önemli liman kentlerinden biri. Çukurbağ köyüne yakın Phellos Antik kentinin limanı olarak kurulmuş ama zaman içinde sedir ağacı ticareti ile zengin bir kent haline gelerek Phellos'tan ayrılmış.

Uzun Çarşı, Kaş ilçesinin ortasından geçiyor ve cumbalı konaklarıyla göz dolduruyor. Ahşap evlere dolanan begonviller insanda durup seyre dalma ve sürekli fotoğraf çekme arzusu uyandırıyor..

Kaşa uzaklığı yaklaşık 40 kilometredir. Likya Birliğinin başkentliğini yapan Patara’da birlik toplantılarının yapıldığı meclis binası görülmeye değer bir yapısı. Likya Birliği içerisinde üç oy hakkına sahip altı şehirden birisi olan Patara her dönem önemini korumuştur.

Patara Plajı Kaş’a 43 km uzaklıkta yer alıyor. 12 km'lik sahil uzunluğu ve 1500 metreye ulaşan genişliği ile dünyanın 1. en uzun plajı ünvanına sahip. İncecik kumdan oluşan plajı aynı zamanda Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı.

Kaş’tan yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan gidişi zahmetli bu antik kentte gittiğinize değecek kadar tarihi eser mevcut. UNESCO dünya mirasları listesinde bulunan bu antik şehir defalarca yıkılmış yanmış ve tekrar inşa edilmiştir.

Daha önce Kaş’a geldiyseniz, Kaş’ı çevreleyen kayalık tepelerdeki silüeti fark etmişsinizdir. Özellikle limandaki fenerden bakarsanız, yüzüstü uyuyan bir devi andıran silüetin iki gözünü, ağzını, boynunu, omzunu, ağaçların üzerine yasladığı kolunu ve uzun bedenini çok net görebiliyorsunuz.

Kalkan, Kaş’ a yaklaşık 25 kilometre mesafede, Yunanlı denizciler tarafından 200 yıl önce kurulmuş ve Likya Uygarlığı’nın izlerini taşıyan bir belde. Kaputaş Plajı ve Patara Plajı, Kalkan sınırları içerisinde bulunan, dünyaca ünlü plajlardan iki tanesi.

Türkiye'nin mavi bayraklı, en gözde plajlarından bir tanesi olan Kaputaş, Kaş'a en yakın kum plajdır. Sabah erken vakitlerde hem deniz hem de plaj ortamı sakin olur. Deniz hemen derinleşir ve genelde hafif dalgalıdır.

Akçagerme Plajı, Kaş-Kalkan yolu üzerinde, Kaş merkeze 4 km uzaklıkta yer alıyor. Merkezden yarım saatte bir kalkan şehir içi minibüslerle 10 dakikada ulaşmanız mümkün.Plaj, civardaki en geniş koylardan birine kurulmuş.

Küçük Çakıl, merkezde kayaların arasında küçücük, 10 metre uzunluğunda çakıllı bir küçük koy. Kaş merkezinde düz ayak denize girebileceğiniz tek yer burası. Kaynak suyuyla karıştığı için denizi serin. Herkese açık ücretsiz Küçük Çakıl'ın sağında ve solunda kurulu iki beach buranın en eskilerinden.

Burası Küçük Çakıl'dan sonra kaş merkezine en yakın denize girilebilecek koy. Yürüyerek 20 dakikada ulaşmak mümkün. Merkeze 1,3 km uzaklıkta.

Kaşın ulaşım olarak en zor gidilen yerlerinden birisi Liman Ağzı. Kaş limanında dolmuş teknelerle gidebilmeniz mümkün .Koya gidiş sabah saat 9’da başlıyor akşam saat 7’de bitiyor. Kaş’tan baktığınızda çaprazında görebileceğiniz bir koy. Bulunduğu yönden dolayı güneşin en uzun kaldığı koy olarak biliniyor.

Çukurbağ Yarımadası'nın en ince kısmında, hem açık denize hem kapalı koya bakan iki karşılıklı plaj burası. Açık deniz tarafına bakan koy daha rüzgârlı ve dalgalı olabiliyor. Marina tarafına bakan koy ise rüzgâra daha korunaklı ve suyu daha ılık.

Adanın sadece Kaş'a bakan kuzey kısmında yerleşimi bulunuyor. Adanın büyük kısmı kayalık olduğu için yerleşim çanak şeklindeki limanın etrafına toplanmış. Rum mimarisine özgü pastel renkli, bakımlı evleri ile etkileyici bir görüntüsü var.

Kekova adasında binlerce yıl önce yaşanan deprem sonrasında yarısı sular altında kalan antik kentiyle Batık Şehir olarak bilinir. Kazı yapılmadığı için tarihini bilmediğimiz bu adanın her tarafı kalıntılarla doludur. Bu kalıntılar eşsiz bir manzaraya sebep olup turist ve dalış yapanların çok uğrak bir noktası haline gelmiştir.

Demre’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olan Noel Baba Kilisesi veya Nikolaos Kilisesi, Demre’nin dünya çapında bilinen simge yapılarından biridir. Demre’nin merkezi bir konumunda yer alır ve ulaşımı kolaydır. Yoksullara ve çocuklara yaptığı yardımlarla efsaneleşen Aziz Nikolaos, birçok tarihçiye göre Patara’da doğdu ve günümüzde Demre içinde kalan Myra Antik Kenti’nde piskoposluk yaptı.

Simena küçük bir Likya kıyı kenti olup, M.Ö. 4.y.y.dan günümüze kadar iskan görmüş stratejik bir nokta olma özelliği gösterir. Simena Kalesi denize hakim bir bölgeye inşa edildiği için muhteşem bir manzaraya sahiptir. Simena Kalesine ister deniz yoluyla ister karadan toprak ve patika yollardan gidebilirsiniz.

Demre ilçe merkezine 20 km uzaklıktaki Kekova’nın gizli cenneti olarak bilinen Üçağız, tertemiz denizi, el değmemiş doğası ve yamaçlara yayılmış tarihi evleriyle Demre gezilerinde mutlaka uğramanız gereken bir yer.