Döşemealtı'nda Gezilecek Yerler

Termessos Antik Kenti

Antalya’nın Döşemealtı ilçesindeki Termessos Antik Kenti, sıradışı bir tarih ve doğa harikasıdır. Bu antik kent, muhteşem dağlık coğrafyası, Roma dönemine ait tarihi kalıntıları ve özel manzaralarıyla ziyaretçilerini büyüler. İşte Termessos'un büyüleyici hikayesi:

Döşemealtı Antİk Döşeme Yol

Antik Döşeme Yolu, Roma dönemine kadar uzanan ve Likya bölgesinde yer alan tarihi bir yol ağıdır. Bu yol, Likya insanlarının ticaret yollarını, antik kentleri ve doğal güzellikleri birbirine bağlayan bir ağ oluşturur. Yolun taş döşemeleri ve yapı kalıntıları hala bugün görülebilir.

Evdirhan

Evdir Han, tarihsel önemi ve büyüleyici mimarisi ile Selçuklu sanatının en güzel örneklerinden birini temsil eder. Okunmuş kitabesinden anlaşıldığı üzere, bu görkemli han, H. 607-616 / M. 1210-1219 yıllarında I. İzzeddin Keykavus Bin Keyhusrev tarafından inşa edilmiştir.

Ariassos Antik Kenti

Ariassos, İskitler tarafından MÖ 3000'li yıllarda kurulmuş olan, Psidya bölgesine ait önemli bir antik kenttir. Ancak, Roma döneminde yaşanan bir deprem, kenti tahrip edip terk edilmesine neden olmuş ve Ariassos, bölgede stratejik bir karakol konumu olarak kullanılmıştır.

Karain Mağarası

Karain Mağarası, Anadolu'nun zengin tarihine ev sahipliği yapan, 500 bin yıl önce insanoğluna kapılarını açmış olan ve Anadolu'nun ilk yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilir. Bu mağara, bilinen tüm dönemler boyunca kesintisiz bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır ve arkeolojik kazılar sayesinde geçmişin izlerini günümüze taşır.

Kırkgöz Han Kervansaray

Kırkgöz Han, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde 1237-1246 yılları arasında inşa edilmiş ve Antalya-Burdur güzergahında, Kırkgöz mevkiinde bulunmaktadır. Yıllar içinde farklı amaçlarla kullanılan bu tarihi yapı, 2009 yılında onarılarak turistik bir tesise dönüştürülmüştür.

Kocain Mağarası

Kocain Mağarası, Antalya şehir merkezinin yaklaşık 56 kilometre kuzeydoğusunda, Döşemealtı ilçesinde yer alır. Kocain Mağarasının bulunduğu yer 1171 metre rakımlı olup, İndağı’nda bulunmaktadır. Bu muhteşem mağara, uzun yıllar boyunca yerel halk tarafından bilinsede, 1919 yılında yeniden keşfedildi. Mağaranın içindeki büyüleyici oluşumlar ve doğal güzellikler, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.